bu aslında bir armudun dibine düşerken nasıl da tam 12’den vurduğunun hikayesi. simay’ın moda dünyasında bu kadar başarılı olmasında siz, disiplinini, mükemmeliyetçiliğini ve vizyoner oluşunu biliyorsunuz belki. ama ben bizzat bunlar kadar, ailesinin de desteğine tanığım.
Kasım 2010
müjde ile blog sayesinde tanışma fırsatı buldum. bana attığı destek ve motivasyon mailinin üzerine… annesi nedret hanım‘ın burada olması benim için çok önemliydi.
karahan’a projemi daha anlatırken bile, bu kadar hızlı döneceğini biliyordum aslında. gerçek bir retro düşkünü kendisi. hatta bu fotoğrafları da ben konuşmadan önce, tesadüf eseri annesinden almış scan etmek için.
sarp çok yakın arkadaşım olmasına rağmen, zuhal teyze ile henüz yüz yüze tanışamadık. ama sarp’ın anlattığı her şey onun fotoğraflarıyla örtüştüğünde anlam kazanıyor tabii.
geçen gün galatasaray’daki aslıhan pasajı’nda gezerken bazı fotoğraflara rastladım.
füsun teyze projeye dahil olmasını istediğim isimlerdendi. hem arda’dan dolayı hem de özellikle bir süre pakistan’da yaşadıkları için.
bu kadar kadınla çalışmanın avantajları da olabiliyor. ama yerine(!) göre. bediz, bugün anneanesi şükran’ın elbisesiyle geldi.
özlem, beni hiç yormadı. canım arkadaşım. nüfus kağıdında geçen ismiyle melahat, ama herkesin bildiği adıyla meliha teyze’yi de önüne katıp albümlerden bir şeyler çıkarmışlar.
uzun ve meşakkatli bir işe başladığımı anlamakla birlikte, projemi paylaştığım insanların gözlerindeki heyecan ve merak da daha görülmeye değer bir hal almaya başladı. motivasyon şart. nejla’yı da çok sıkıştırdım.
Zeynep, bugün anneannesinin kahverengi deri çantasıyla geldi.