uzun zamandır yazmayı istediğim annelerden biriyle devam edelim. tanıştığımız günden beri samimiyeti ve zarafetiyle beni hep mutlu eden arkadaşım yasemin’in annesi gül teyzeyle…
kendisiyle henüz yüz yüze tanışma fırsatım olmadı. fakat yasemin’in güleryüzünün kimden geldiğini bu kareleri gördükten sonra daha iyi anladım.
blog’un temel ekseni anneler, ama bu kez yazıyı okumaya devam ederken hikayenin diğer sürpriz öznesini, ikon babasını da bulacaksın.
yasemin bana yolladığı yazıya şöyle başlamış:
annem şişli koleji’nden mezun olduktan sonra, 1964-1965 yılları arasında isviçre’ye lady okulu’na gönderilmiş ve le mesnilé’de bir sene ‘finishing school’ dedikleri sertifika programını tamamlamış.
okul arkadaşlarıyla birlikte çektirdiği bu fotoğraftaki tuvaleti olgunlaşma enstitüsündenmiş.
ve işte sürpriz öznemiz. evet, ikon baba ekrem bora… yeşilçam’ın bence en nevi şahsına münhasır jönlerinden biriydi yasemin’in babası. biraz kurcalayınca, 1966’da çevirdiği filmler arasında belgin doruk’la başrolü paylaştığı sevgilim bir artistti‘nin de olduğunu gördüm.
gül teyze için bu başlık bir film değil elbette. 🙂
üstelik sanıyorum gül teyze’nin uğuru olsa gerek, aynı yıl altın portakal‘da sürtük filmiyle en iyi erkek oyuncu ödülü’nü de almış.
yasemin, annesi ve babasının tanışmasını kısaca özetlemiş:
okul mezuniyetinin hemen ardından 1966 yılında babamla tanışmış ve evlilik adımlarını atmışlar.
12 nisan 1966. nişandayız. elbette dönemin magazin basını bu nişana fazlasıyla ilgi göstermiş.
o yılların gazetelerinin magazin sayfalarının ve hayat mecmuarlarının yazı dili beni hep gülümsetir. özellikle aktarılan detayların naifliği…
yukarıdaki makalede okuyabildiğin kadarına sen de bir göz at derim.
ve evlilik. 7 mayıs 1966. gül teyzenin nişan ve gelinliğini o zamanların meşhur terzisi suat aysan dikmiş.
yasemin ekliyor:
aile yadigari taç gerdanlık babaannesinden kalma. yıllar sonra aynı tacı kendi düğünümde takmıştım.
tam bir sene sonra ablam doğmuş. tabii fazlasıyla kilolar alınmış.
gül teyze yurtdışına çıktıkları zamanlarda celine, hermes ve charles jourdan marka ayakkabı ve çanta aldığını söylemiş
1970’lerde ise yurtdışından elbise ve aksesuar getiren firdevs ve melina butik’ten alışveriş yaparmış. ayakkabıları genelde goya’dan. bu fotoğraftaki de yasemin’in ablası lale.
1980’lere geldiğimizde de çolpan ilhan, canan yaka ve terzi hayri’ye özel dikimler hazırlatmış.
maksim gazinosu’ndayız. gül teyze genelde nişantaşı’nda kuaför demir’e ve topuz yaptırmak için de divan oteli’ne muammer’e gidermiş.
elmadağ’daki playboy ve goldfinger gibi gece kulüplerinde çekilen bu karelerin ardından yasemin, annesinin dönemin giyim tarzına uygun olarak elbise, pardösü veya elbise üstü ceket tarzı kıyafetler almayı tercih ettiğini söylemiş.
fotoğraflarına baktıkça gül teyzenin kendisi gibi zarif detaylardan hoşlandığı senin de dikkatini çekmedi mi? mesela bu son karedeki smokin cekete ben şahsen bayıldım.