geçen gün bir email aldım. bir süredir sadece çeşitli organizasyonlarda rastlaştığım, yoğun tempo nedeniyle yüz yüze görüşme fırsatı yaratamadığım, eski çalışma arkadaşımlarımdan biri olan naz’dan geliyordu.
email’inin konusu ise elbette “ikonannem”di.
naz izmirli. yani bu tanımın sana çağrıştırdığı tüm izmir pırıltılarını taşıyor. üstelik fransız ekolüyle harmanlayarak…
beni kendisiyle bir araya getiren şey ise editörlük yapıyor oluşu. yan yana iki farklı dergide üç seneye yakın çalıştık. kendisi blog’u keşfetmiş ve email’inde annesinin fotolarını da paylaşmak istediğini söylemişti. üstelik aksiyona geçmiş ve annesi izmir’den gelirken fotoğrafları seçmişti bile. geriye sadece dijital ortama aktarılması kalmıştı.
ben “ne zaman istersen beklerim” diyene kadar da su aktı ve yolunu buldu. elime tertemiz metinleriyle, egelin yeni bir hikaye ulaştı.
sözü uzatmadan yazdıklarına geçiyorum. noktası virgülü kendinden mütevelli.
muğla doğumlu annem ilkokulu muğla’da tamamladıktan sonra ortaokul ve liseyi altı yıl boyunca izmir kız lisesi’nde yatılı olarak okumuş. daha ilkokul yıllarından harçlıklarını ve bayram paralarını biriktirip kumaş alır, bebeklerine elbise dikermiş. hatta o sıralarda enstitüye giden kuzeninin işlediği etamin işlerinin iplerinden gizli gizli koparıp annesinden gizli bir şekilde aldığı şişlerle bebeklerine hırkalar örermiş. (yaşı henüz küçük olduğu için annesi şişleri kullanmasını yasaklamışmış) yatılı okul süresince çok ilgi duyduğu dikiş nakış işleriyle sadece yaz tatillerinde ilgilenebilir olmuş. iyi giyinmeye düşkün ve modayı hep yakından takip eden annem ilkleri yapmaktan hayatı boyunca vazgeçmemiş.
bu da izmir kız lisesi’nde yatılı okuduğu yıllarda, henüz 13 yaşındayken ailesine göndermek için çektirdiği fotoğraflardan biri. krapeli saçlarıyla natalie wood’u andırıyor. kravat takmak o dönem kızlar arasında çok modaymış.
naz fotoğrafların çoğu siyah-beyaz olduğu için “aslında ne kadar da renkli giyindiğini çok iyi anlayamıyoruz” diyor ve ekliyor “kırmızı onun vazgeçilmezlerinden. kırmızı ojeli tırnakları ve ruju ise zamansız bir klasik.”
12 aralık 1964. annem okul formasıyla. dayımla birlikte annelerine göndermek için fotoğrafçıda çektirmişler. fotoğrafın arkasına “kıymetli annemize ve babamıza” notunu düşmeyi de ihmal etmemişler.
lise yılları. beyaz deri şapkası ve fotoğrafta gözükmeyen beyaz dize kadar gelen deri çizmeleriyle döneminin ilerisinde bir şıklık.
lise son. kırmızı ceket, içinde lacivert elbise ve lacivert fötr şapkayla yetinmeyen annem elbisesinin yakasına anneannesinden kalan iğne oyası beyaz yakayı da eklemiş. ceket ve elbise özel dikim. kumaşları hasan ikbal’den alınmış. yün kaşmir…
bu kare benim de favorim oldu açıkçası.
lise sonlar arasında her sene düzenlenen zarafet yarışmasından bir kare.
zarafet kraliçesi olan annem. o gece üstünde hasan ikbal’den alınan kupon gupür dantel kumaştan terziye diktirilmiş bir elbise var.
üniversite yılları. izmir iktisadi ticari bilimler yüksek okulu’nda okurken koyu yeşil deri mantosu, koyu lacivert ayakkabı ve çantasıyla keşke resim renkli olsaydı dedirtiyor. yuvarlak iri güneş gözlüğü dönemin çizgisini yansıtıyor. o yeşil mantoya şimdi ben el koydum ve halen giyiyorum.
üniversite yıllarında bir okul gezisinde çekilmiş bu fotoğrafta annemin üzerinde burda mecmuasından patron çıkararak kendi elleriyle diktiği bir elbise var. keşke fotoğraf renkli olsaydı diyorum yine, çünkü pembe üzerine sarı çiçekli kumaşı olan bu elbiseyi sarı bir kuşak ve içinde sarı bir gömlekle kombinlemiş. sarı şile bezi kumaştan karpuz kollu ve dik yakalı olarak dikilen gömlek yine annemin el emeği.
yine aynı günden… elbisenin kumaşından gömleğin yakasına biye iliştirilmiş. sarı rugan ayakkabılar ise izmir’in meşhur ayakkabıcılarından mustafa şık’tan alınmış.
bu kareyi dayım çekmiş, kendisi o zamanlar fotoğrafçılığa merak sardığı için kendi filmlerini kendi yıkarmış. fotoğrafın arkasına da teknik detayları ve tarihi yazılı.
üniversiteyi bitiren annem resepsiyonist olarak çalışmaya başladığı marmaris martı motel’in bahçesinde kuzeniyle birlikte. çok sevdiği pilili eteği, kimsede olmayan yeşil süet ayakkabıları ve vakko’dan alınmış yarım kollu çizgili yeleğiyle… gözündeki kemik çerçeveli gözlükleri bugüne kadar saklamış. camını değiştirdim ve ben kullanmaya devam ediyorum.
1972 yılı martı motel günleri. paris’ten getirilmiş kadife patchwork elbise, içinde de ipek bürümcük gömlek. bu gömlek de annemin saklayıp benim el koyduğum ve hala giydiğim bir parça. burnu lacivert üzerine beyaz puantiyeli chanel model ayakkabılar o dönem izmir’in meşhur ayakkabıcılarından biri olan zaptçı’dan alınmış. dönem gözlükleri izmir inter optik’ten.
1973’te annem turizm bankası marmaris tatil köyü’ne muhasebe şef yardımcısı olarak geçmiş. ofisindeki bu fotoğrafta üzerinde anneannesinden kalma ipek bürümcük gömlek ve kendi diktiği çiçekli desenli poplin kumaş mini bir etek var.
marmaris’te neşeli ve sıcak bir çalışma günü. annemin üzerindeki mini eteği gören müdürü “19 mayıs gösterilerinden mi geliyorsunuz nuran hanım?” demiş. etek bir önceki fotoğrafta annemin diktiği çiçekli desenli poplin kumaşlı etek.
1974. marmaris tatil köyü’nün diskosuna giden merdivenleri. ispanyol paça kot pantolon dönemin tipik kıyafetlerinden. o zamanlarda kot pantolonlar her yerde satılmadığı için sadece amerikan pazarı’ndan bulunabiliyormuş. dik yaka yün kazağı ise mısırlı triko’dan.
aynı yıl bu kez marmaris tatil köyü’nün diskosunda bir gece. etek ve merserize mavi bluz vakko’dan alınmış. annem sarı kısa peruğu ve süper mini eteğiyle dans pistinde.
1974 sonunda annem marmaris tatil köyü’nün ön büro şefi olarak çalışmaya başlamış. yine süper miniler gündemde. titiz marka ekose desenli eteğin üzerinde kendi ördüğü mavi yün kazak var. ayakkabıları ise george hogg mokasenleri hatırlatmıyor mu?
1975 yılı marmaris tatil köyü. salopet eteğin altında ise platform dolgu topuklu ayakkabıları.
29 Mayıs 1975 annemle babamın nişanı istanbul carlton oteli’nde olmuş. pudra pembesi ipek italyan yarasa kollu tuvalet istanbul’da bir butikten alınmış. fotoğrafta gözükmüyor ama pembe ayakkabıları istanbul hayko mağazasındanmış.
31 Ekim 1975 annemle babamın nikâhı ankara gençlik parkı nikah salonu’nda olmuş. gelinliğin kumaşı ankara ayhan mağazasından; gelinliği de terzi abdi aydoğdu tarafından dikilmiş. bu tarihten sonra annem ve babam ankara’ya taşınıp yeni yaşamlarını burada kurmuşlar. kulağındaki elmas küpeler ve göğsündeki broş anneannemin anneannesinden kalma aile yadigarı antik parçalar.
1975 yılı marmaris tatil köyü’ndeyiz yine. etek, yelek ve bluz özel olarak terziye diktirilmiş. dar uzun çizmeler kıyafeti tamamlıyor. kemik çerçeveli gözlükler izmir ülker optik’ten.
1976 yılından soğuk bir ankara günü. annem tilki kürküyle. ablam ve ben doğduktan sonra hiç kürk almadığının altını çizen annem, yavruların kıymetini o zaman anladığını söylüyor. ekose kloş etek, platform altlı çizmeyle kombinlenmiş.
1977, ankara. çiçekli yün kumaş etek ve lacivert kadife bluz italyan. beyaz yün kaban hırka vakko’dan. ayakkabılar ise ankara karmen’den.
1978, ankara. renkli annemin renkli kıyafeti. sarı ipek bluz ve mor ipek etek özel olarak terziye diktirilmiş.
1980, yalova. annemin kucağında ablam (deniz) var. bu fotoğraf da ablamın albümünden. annemin montu ingiltere’den, jean pantolonu amerikan pazarı’ndan.
1984’te annemler izmir’e taşınmışlar. o döneme rastlayan renkli fotoğraflara geçişimizle annemin aslında ne kadar da renkli giyindiğini açıkça görebiliyoruz. bu fotoğraf 1989 yazında gümüldür tatil köyü’nde çekilmiş. annem (soldan ikinci) renkli pantolonunu vakko’dan, mavi bluzunu beymen’den almış. mavi espadrilleriyse hayko’dan. o tarihlerden sonra annem düz saçlarına perma yaptırıp saçlarını dalgalı kullanmayı tercih etti.
2011’de eskişehir seyahatinde. annemin seyahat kıyafetlerine örnek olması için bu fotoyu seçtim. asla topuklu ayakkabılarından vazgeçmeyen annem düz giydiğinde geri geri gittiğini ve düşecekmiş gibi olduğunu söyler. tüm seyahatlerini, yerden yüksek, kendisinin rahat ayakkabılarından olarak sınıflandırdığı pabuçlarıyla gerçekleştirebilme kapasitesine sahiptir.
bu karedeki bluzu amerika’dan, taytı izmir galeri nur’dan, ayakkabıları sevilla’dan. lacoste çantası ve tommy hilfiger güneş gözlükleriyle…
2012’de izmir’de bir düğünde. üzerindeki ipek bluz anneannemin çeyiz yastık örtüsü bozularak yapılmış. şıklığını antika elmas küpelerle tamamlamış.
2013. kırmızı peplum elbiseyi çeşme marina’dan almış. renkli sevimli ayakkabıları ise istanbul’daki cassette butik’ten.
70’li yılların tatil köylerine gerek konsept gerek mimari gerekse doğallığı nedeniyle bayılan biri olarak, nuran teyzeyi ne kadar şanslı bulduğumu söylemem lazım. o motellerin son dönemlerine yetiştiğim için yine de şanslı sayıyorum kendimi.
bir sonraki yazıyı da bu kadar keyifle okuyacağını düşünüyorum. gerçekten ilginç bir isim geliyor. biraz sabret.