2 kasım 2010’da bu bloga başlama sebebim, annemin çocukluğumdan beri hayranı olduğum bu fotoğrafıydı. daha doğrusu pozuydu.
evet, soldaki kendisi.
aynı kare blogun simgesi haline de geldi. mesela iphone’unuzda ‘bu siteyi yer imi olarak kaydet’ dediğinizde aplikasyonlarınızın arasında annemi görüyor olacaksınız.
(blogdaki ilk yazıyı okumak için tıklayın)
geçtiğimiz günlerde anneme uğradığımda başka bir albümde aynı elbiseli halini buldum.
“zaman zaman başka davetlerde giyerdim” dedi. mesela 13 şubat 1977’de aşiyan gazinosu‘ndaki bu fotoğrafta da çıktı karşıma.
sağdan ikinci annem. -ayrıca sağdaki peruğa gülmek de son derece serbest. ben her açtığımda gülüyorum nitekim.-
bilmeyen için annemin 33 yıl ilkokul öğretmenliği yaptığını söylemem lazım. daha önceki yazıda ‘sosyal kelebek’ demişim zaten. halen daha ortaokul arkadaşlarıyla bile irtibattadır.
annemin albümlerinde tek olduğu karelerin ne kadar az olduğunu yeni fark ettim. hep davetlerde, yemeklerde ya da arkadaşlarıyla birlikteymiş.
70’leri, 80’leri ve 90’ları okulda geçirdiği için prosedür gereği haliyle neler giymesi gerektiği de hep yönetmeliklerle belirlenmiş. tarzı keskin, seçtiği renkler hep belirgindir. halen daha…
ama koroyu yönettiği bu kareye bakarsan, arada sırada sınırları zorladığını görüceksin. 🙂 bu arada leopar gerçekten enteresanmış. iddiaya gel!
fotoğrafın arkasında 2.6.1977 / diploma töreni yazmış arşivci başak kadını.
burada da soldan ikinci.
ilk yazıda da söylemişim, folklor da oynamış izci de olmuş. daha önceki yazıda bir izci fotoğrafını paylaşmıştım, ama bu kareyi de paylaşmadan edemedim. yine 70’li yıllar. gayrettepe’teki dedeman oteli’nin arkasında yer alan şair nedim ilkokulu’nda -hatırladığı kadarıyla- 23 nisan törenindeler.
masaörtüsü diye kullandıkları kumaşı tek geçiyorum. şu an benim olsun isterdim.
kıyafetinden anlaşıldığı üzere bu da aynı gün çekilmiş. yanındaki hulusi kentmen gülüşlü bey de okulun müdürü.
“askılı bluzun bir de hırkası vardı. ben süveter gibi gömlek üstüne giyerdim,” dedi. “annem de sinir olurdu hep böyle giymeme” diye ekledi.
üstte sağdan dördüncü.
az önce masa örtüsü demişken bu karedeki duvar kağıdını da görmezden gelemedim. yine aynı okul.
en sağdaki.
“öğretmenler günüydü galiba” diye hatırladı bu kareyi. tarihi yok, ama mekan şu an yerinde bebek parkı’nın olduğu belediye park gazinosu. masadaki beş altı kişiyle bugün bile yakın dosttur. hepsi benim için kendi teyzem kadar yakın. 🙂
ayrıca buradaki kadar iddialı bir etek giydiğini ben 34 senedir gördüğümü hatırlamıyorum. gençlik işte demek ki…
öncelikle hayır, bu çocuk ben değilim.
olsam da kazık kadarken emzikle çekilmiş bi pozumu paylaşmazdım muhtemelen. ya da belki bu çocuğu kıskanmış ve onu deşifre etmek istemişimdir, kim bilir. 🙂
anneme çocuklar her zaman bayılmıştır. halen daha kimin bebeği olsa, annemin kucağında kahkahalara boğulur. benim tersime… bana gelen ağlamaya zırlamaya başlar.
bu pozunu da ondan seviyorum sanırım. bu bakış genelde, bizzat çocuk gördüğümde benim yüzüme yerleşen bakış. üzerindeki paltoyu da babamla tanıştıktan sonra uludağ’a kayağa giderken yaptırmış, ama çok sevdiği için yıllarca giymiş.