bu aslında bir armudun dibine düşerken nasıl da tam 12’den vurduğunun hikayesi. simay’ın moda dünyasında bu kadar başarılı olmasında siz, disiplinini, mükemmeliyetçiliğini ve vizyoner oluşunu biliyorsunuz belki. ama ben bizzat bunlar kadar, ailesinin de desteğine tanığım. her seferinde tüm ailenin -ki buna beş teyze ve onların ailelerini de katmalı- izmir’den gelerek, simay’ın defilelerini en önde izlemelerinden siz anlayın.
evet bu münevver teyze. sene 1970, izmir. sevinç altıntaş mankenlik ve zarafet kursu’nun defilesinde. üzerinde lacivert saten bir elbise var. v dekolte ve inci kolye çok şık bence. elindeki otrişin rengi ise lila. bu arada ufak bir dipnot: simay da benzeri bir mankenlik ve zarafet kursuna gitmiş. belki de aynısıdır (öğrenelim-değilmiş).
yine aynı defilede siyah plise kloş etek ve ceket yakalı beyaz ipek bluz taşıyor münevver teyze. bunları kendisi mi tasarlayıp dikti bilmiyorum. bu detayı da açıklığa kavuşturmak lazım hemen. ama simay’a birçok kereler yardımcı olduğunu biliyorum. dolayısıyla bunların kendi tasarlayıp diktiği şeyler olması çok şaşırtmaz sanırım.
bu da aynı defileden bir tayyör. kumaşın deseni tam 70’ler. sağ arkadaki hanımefendi de anladığım kadarıyla detaylı bilgiler veriyor o sırada.
ve simay’ın babası ali amca ile bir düğünde dans sekansı. etraftakilere baktığınızda, çift olarak şıklıklarının ekstra altı çizilmeli bence. anladığım kadarıyla 70’lerin ortalarındalar. çünkü münevver teyze henüz sarı tonlara geçmemiş.
mayıs 1977’de pamukkale’ye geçiyoruz. saçlar da sarıya dönmeye başlıyor. o zamanlar bugünkü gibi ne stil blogları var, ne de böylesine canhıraş bir moda mücadelesi. ama simay, münevver teyze’nin giyinip süslenip ali amca’nın objektifine sık sık poz verdiğini ve her ikisinin de bundan büyük keyif aldığını ekliyor. bu karelerde henüz simay dünyada değil tabii.
bu da izmir’deki evlerinin balkonu. 1977 yılında yine. üzerinde sarı keten bir elbise var.
münevver teyze şu anda bir anaokulunu yönetiyor. bu karelerin çekildiği zamanda okul henüz yokmuş hayatında, ama stilinde bir öğretmen duruşu olduğu da inkar edilemez.
mesela burada… kendi annemden de bizzat hatırladığım öğretmen döpiyesleri. burada tam renkleri belli olmuyor ama münevver teyze not olarak jorjet elbisenin gül kurusu, kazağın ise ekru olduğunu eklemiş.
bu kare için de “mon jorjet japone kollu, korsajlı bluzü dar, uzun, yanlardan yırtmaçlı etek tamamlıyor,” demiş. siyah topuklu ayakkabıları ise sipariş ile yaptırmış. arkadaki hasır koltuğa da söyleyecek bir şey yok. tek kelimeyle, mükemmel.
bu da yine 1977’den bir yazlık görünümü. ben sanki çeşme dolayları gibi hissettim. bandana, gözlük ve ayakkabı uyumuna dikkat.
bir de o dönem böyle tatil sitelerini ve kamplarındaki palmiyeleri ben şahsen çok beğeniyorum. zeki alasya, metin akpınar, perran kutman’ın bir yazlık otelde çekilen filmi geliyor hep aklıma. tesadüf eseri o da 1977 yapımı olan ‘sivri akıllılar’dan bahsediyorum. hani şu, otelde çalışan iki kafadarın kaybolan mücevherleri aradıkları film… şayet izlemek isterseniz buyrun.
ve benim favorim. daha yakın geçmiş. münevver teyze saç kesimi, makyaj stili, yılan derisi kemeri ve dantel eldivenleriyle tam 80’lerin kadını olmuş. ali amca’nın keyfi ve memnuniyeti ise gözden kaçmıyor.
bu işin en ilginç taraflarından biri de arkadaşlarımın hemen hepsini annelerine baktığımda onları görüyor olmak. münevver teyze’nin buradaki ifadesini zaman zaman simay’da da yakalamak mümkün mesela.