önce kendin bişey söyleyerek başlamalısın ki, diğerleri de ne olup bittiğini anlasın.
soldaki annem, aycan. hemen yanındaki de saadet. yani anneannem. fotoğrafta tam nerede olduklarını bilmiyorum. ama annemin dediğine göre o dönemlerde sultanhamam’daki yeni karamürsel mağazası sık uğradıkları yerlerden. kumaşları alır, kendileri dikerlermiş. saadetinki o minvalde bir elbise olsa gerek.
annem zamanının havai kızlarından. 31’inde beni doğrumasından sen anla. poza bakılacak olursa, bakışından süzülen işveye diyecek yok. bu kareyi gören arkadaşlarım annemdeki bu ifadenin bende de olduğunu söylüyor. aslında bu blogun çıkış noktası da bu kare. o yüzden blogun sembolü olarak da bunu seçtim. şartlar nedeniyle annemi böyle görmedim tabii. ama bir zamanlar böyle olduğunu bilme fikrini seviyorum.
üzerindeki siyah elbiseyi diktirmiş. ayakkabılarını istiklal caddesi’nde goya’dan alırlarmış. goya, atlas pasajının hemen yanındaki geçidin girişindeydi, hatırlamak isteyenlere. şimdilerde bina tadilatta.
burada da arkadaşının düğününde. beyaz, üzeri çiçekli tuniği yeni karamürsel’den aldığını söyledi. öğretmen olduğu her tavrında akıyor bence.
sosyal kelebek. zamanında folklor da oynamış, izci de olmuş, kariyer de yapmış. tarzı hep keskin. çocukken de hatırlıyorum, ceket-gömlek-etek. öğretmen kombinasyonu. istiklal caddesi’nde dede mağazasını hatırlıyor alışveriş yaptığı.
hemen google’ladım ama çok fazla bir şey çıkmadı. ama mağazanın 6-7 eylül olaylarına kadar mazisi olduğunu anladım. bir şey bilen, duyan varsa beri gelsin.
ve tabii dönemine damgasını vurmuş efsanevi poz. bu poz için saçına postiş taktırmış bu arada. yeni öğrendim ben de. olaya bak.