site trafiği ya da takipçi artırmak gibi kaygılarım olmadığı aşikar. lakin melike’nin köşesinde yazdığı yazıdan sonra, daha fazla insanın blog’da dolandığını görmek de elbette hoşuma gitti. nihayetinde sadece ‘bildik’ hikayeleri anlatıyorum.
bugün yine bir süredir köşede bekleyen bir anneyle, aytemiz teyzeyle devam ediyorum. yenileri yolda.
hemen şebnem’in notlarından başlıyorum:
1948 balıkesir doğumlu. asker kızı ve dört kardeşin en küçüğü. terazi burcu. güzelliğe, estetiğe ve detaylara düşkün. daha küçükken el işlerine becerisi varmış. bebeklerine elbise diker, yemekler yaparmış.
şebnem’in dediğine göre fatih kız lisesi’nde okurken milli eğitim bakanlığı’na mensup çeşitli dikiş kurslarına katılmış.
mesela 1964’teki bu karede, henüz ortaokul birinci sınıftayken katıldığı dikiş kursunda kendi diktiği gecelik-sabahlık takımıyla bir öğrenci defilesinde…
okuldan mezun olduktan sonra atalar’da kısa bir süre çalışmış. tam vakko’dan gelen teklifi kabul edecekken evlenmiş ve işi bırakmış.
şebnem, annesinin kendine ait her şeyi kendi diktiğini söylemiş. gelinlik ve nişan elbisesi de dahil. mesela bu karedeki organze üzerine gümüş işlemeli nişanlık kendi imzasını taşıyor.
yıl 1970. yine kendi imzasını taşıyan bir başka kıyafet. “siyah krep yün üzerine türk motifi işlemelerle süslü döpiyes” demiş şebnem ve eklemiş:
bize de hep dikti. gelinlikten mantoya her şeyi diker; provasız, teğelsiz, sülfilesiz asla çalışmazdı. hep zevkle yapardı. halen daha bana bir şeyler dikip durur.
bu fotoğrafta ortadaki mini dantel elbiseli olan…
şebnem, annesinin en sevdiği rengin siyah ve beyaz olduğunu yazmış:
birçok anne gibi yani… nettir, kesindir, sadedir; arada hiç kalmaz!
pembeden nefret eder. desenli şeyleri çok sevmez; sadelikten yanadır.
bu arada fotoğraflardan gördüğün kadarıyla aytemiz teyze sosyal yaşamı seven ve gezen biri. düğünlerdeki ve gazinolardaki pozlarında da hep şık.
mesela goldfinger gece kulübü. babasının papyonuna bakar mısın lütfen? nefis.
ya da taksim belediye gazinosu. bu karedeki çiçek desenli viskon etek-gömlek de kendisine ait.
fazla söze gerek yok. şebnem annesinin tarzını güzel özetlemiş:
“moda varsa, o da hiç değişmeyendir” der hep. modanın dönüp dolaşıp aynı yere geldiğinden dem vurur ve kıyafetin taşıyana göre değişip güzelleşeceğine inanır.